LinkWithin

Related Posts with Thumbnails

24 Ekim 2013

NewYork Günlükleri Bölüm 1 ....

Nihayet  NewYork  günlüklerimi yazmaya başlayabildim. Sizleri fazla sıkmadan bol fotolu postlarla seyahat yazılarımı tamamlamaya  çalışacağım. Çünkü bir sürü ürün yazmam  için sırasını bekliyor :)



Merak edenler için Amerika vizesi, gelir belgelerini, iş/okul durumunu, seyahat belgelerini eksiksiz teslim edenler için sorun değil. Mülakat için 2-3 saat beklemenin dışında bir zorluğu yok. Ben THY ile gittim -ki birçok havayolu ile seyahat ettim THY gerçekten başarılı. Tek sıkıntı koltuk sıralarının sıkışık olması. Bu konudaki tavsiyem pencere kenarı yerine koridoru tercih etmeniz. Uzun seyahatlerde sık sık ayağa kalkma ihtiyacı duyuyorsunuz ve yanınızda uyuyan 2 kişiyi uyandırıp "pardon bi dolaşıp gelicem" demeniz sizi pek sevimli göstermiyor :) Bunun dışında sürekli yiyecek/içecek ikramı, bol seçenekli film/dizi arşivi ile yolculuğunuz keyifli hale geliyor.
Havaalanına indiğinizde freeshoplarla dolu kocaman bir yer beklemeyin (onlar dönüşte). Direkt pasaport kontrolüne giriyorsunuz. Niye geldin, nerede kalacaksın ve TR'de ne işle uğraşıyorsun gibi sorulardan sonra "Welcome to NY"

Ulaşımla ilgili minik  bilgiler:
- Kalacağınız zamana göre haftalık/aylık metro kartı alın, bir metro/şehir  haritası edinin, eğer  telefonunuzda da GPRS, Google Map, olmadı Foursquare uygulamaları varsa kesinlikle kaybolmazsınız. Herşey çok düzenli.

- Eğer taksi kullanacaksanız, iyi İngilizcenize güvenmeyin, çünkü karşı taraf muhtemelen Hintli, Bangladeş'li,çok şanslıysanız İtalyan. Kötü ötesi  İngilizcelerinden geçtim, bazen bilerek anlamamazlığa gelip sizi dolaştırabiliyorlar. 

- Bence yürüyün. Yollar çok güzel, her an karşınıza bir sürpriz çıkabiliyor. Hem şehri yaşayın hem de spor yapın (şahsen ben bir haftada 2.5 kilo verdim :)

NY çok büyük bir şehir ve heryeri sürprizlerle dolu. Bugün  görmenizi tavsiye edebileceğim, turistik yerleri yazmak istedim. Bunlar kişisel zevk meselesi aslında kimi müze sever, kimi park, kimi alışveriş.

Özgürlük Anıtı (Staten Island)
Fransız Devrimi sırasında Amerika'yla kurulan dostluk şerefine hediye edilmiş ve daha sonra Amerika'nın özgürlük simgesi haline gelmiş bu anıtı görmeden olmaz. Manhattan'ın güneyindeki Staten Adası'nda bulunan bu anıtı, adaya giden feribotla yakından görebilirsiniz. 






Brooklyn Köprüsü
East River üzerinde Brooklyn  ile Manhattan'ı birbirine bağlayan köprü 13 yılda tamamlanmış.Köprüyle ilgili pekçok hikaye var (merak edenler internetten araştırabilir :) Ben günbatımında gittim ve şahane manzarasına bayıldım.








Central Park 
İşte içimi acıtan (nedenleri malumunuz) yerlerden biri. Gökdelenlerle dolu şehrin içindeki cennet.  Yürüyüşten, patene, kürek çekmekten, at binmeye kadar pekçok imkanın yaratıldığı yemyeşil ve çok bakımlı bir park. Bir sandviç ve içecek alın, ağaçların altında şahane manzaranın tadını çıkarın. John Lennon ve eşi Yoko Ono bu parkın karşısındaki Dakota Apart.yaşamışlar. Anısına parkın evine yakın girişinde hazırlanan Imagine mozaiği çok ilgi görüyor. Etrafında gitarla John Lennon şarkıları söyleyenler eksik olmuyor. Zaten genel olarak parkın her köşesinde bir canlı performans mevcut ve bazıları gerçekten insanı büyülüyor. Burası hakkında sayfalarca yazabilirim en iyisi burada kesmek :)





Metropolitan Müzesi
Müze gezmeyi severim. Ancak kısıtlı vaktim olduğu için, çok önemli birkaç galeriye bakıp çıkarım diye gittiğim ve 5 saatte ayrılamadığım (vaktim olsa tam bir günümü geçirebileceğim) muhteşem bir müze. 2 milyondan fazla eserin sergilendiğini söylesem az çok fikir vermiş olurum sanırım. Giriş 25 dolar, yakanıza bir etiket yapıştırıyorsunuz ve bu şekilde her galeriyi gezebiliyorsunuz. Mutlaka girişte verilen müze haritasını alın yoksa labirentlerde kaybolabilirsiniz. Sonra  giriş katındaki Eski Mısır, Roma, Çin, Osmanlı, İran, Afrika eserleri arasında kaybolun. İsterseniz müze içindeki cafelerde soluklanabilir, ikinci kattaki muhteşem tabloları görmeye devam edebilirsiniz. Cézanne, Van Gogh. , Monet, Renoire gibi muhteşem sanatçıların eserlerinin bulunduğu tam 52 resim galerisinden bahsediyorum. Çok yorgun ama ruhen sanata doymuş bir halde çıkacağınız garanti. Çıkışta hediyelik eşya satılan mağazasına uğramayı unutmayın.








Rockefeller Center
Burayı daha farklı bekliyordum, biraz hayal kırıklığına uğradım. Meşhur Evde Tek Başına filmi final sahnesindeki dev yılbaşı ağacının olmaması nedeniyle olabilir. Burası yılbaşında çok güzel oluyormuş. Buz pateni alanı ve bu alana bakan restoranlar ve mağazaların olduğu hareketli bir yer. 







Broadway müzikalleri
NY gelirseniz mutlaka bir müzikale gidin. Bilet fiyatları yüksek, ancak son dakika süper indirimli biletlerin satıldığı bir gişe var. Veya internetten indirimli biletler yakalayabilirsiniz. Ben tercihimi Majestic Theatre'da sahnelenen ve çok çok sevdiğim Phantom of the Opera'dan yana kullandım. Oldukça arka sıralarda 50 Dolara bir yer buldum. Ancak arka falan olması hiç önemli değil. Salon müthiş, ses düzeni müthiş, havalandırma, ışıklandırma, sahne, dekor müthiş. En önemlisi oyun muhteşem. Maalesef  TR seyrettiklerimle kıyaslayamıyorum bile. Hele o müthiş "Phantom of the Opera" parçası başlayınca insanın tüyleri diken diken oluyor.







NewYork Public Library
Sex&City fanları bilirler,Mr.Big'in  Carrie'yi o nefis gelinlikle bıraktığı kütüphane burası. Artistik özelliğini biryana bırakacak olursak muhteşem bir kütüphane. Binlerce eser, tavan süslemeleri, acaip bir havası var. Hatta bir ara kendimi Harry Potter filminde gibi hissettim. 









Empire State Binası
New York'un sembolü haline gelen Empire State, New York'a tepeden bakmak ve bütün şehri görebilmek için en uygun yer. Ancak genellikle çok sıra oluyor ben de bu sırayı beklemedim (zaten yükseklik korkum bu şehirde tavan yaptı) ve dışarıdan bakmakla yetindim. 




Times Meydanı
Meşhur yılbaşı kutlamalarının yapıldığı, trafiğin çok yoğun olduğu, 24 saat yaşayan, ışıl ışıl, rengarenk  bir yer. Aşağıdaki resimlerin biri gündüz diğeri gece çekildi ama fark yok gibi. Siz yine de mutlaka gece görmeye çalışın.








High Line
İşte benim canımı acıtan bir başka yer de burasıydı. Burası aslında  bir demiryolu  hattı, yerden yükseltmiş ve yeniden tasarlamışlar. Çok güzel yeşillendirmişler, banklar, tahta şezlonglarla yine nefis bir yeşil alan oluşturmuşlar. 









Görülmesi gereken yerler elbette bunlarla sınırlı değil. Büyük Merkez Terminali, Doğal Yaşam Müzesi (Müze'de bir Gece filmi gibi burada isterseniz bir gece geçirebiliyorsunuz) , Soho, Çin Mahallesi, İtalyan Mahallesi, WallStreet, Flatiron binası, vs...Hepsi değişik ve görülebilecek yerler. Sizi fazla sıkmamak adına detaya girmeden fotolarını yayınlıyorum. 



Ve yukarıda bahsettiğim karşınıza çıkabilecek sürprizlerden bazılarının fotolarıyla bugünlük sonlandırıyorum.  Bayılmadan buraya kadar gelebilenleri tebrik ediyorum :)
Bundan sonraki yazım NewYork'ta alışveriş olacak :)
















6 yorum:

  1. Gitmiş kadar oldum :) yalın anlatımın sayesinde bayılmadım ama şehrin görkemi karşısında bayılabilirim.
    Yazının devamını sabırsızlıkla bekliyorum.
    Sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok tşk. ederim, keyifle yazmaya devam edeceğim :)

      Sil
  2. Çok güzel fotolar, devamını bekleriz :)

    YanıtlaSil
  3. Simdii, ne tarafta konakladin diye sormak istiyorum bu biiir ;) Manhattan ates pahasi, Brooklyn cok mu tenha piki?
    Arkadasinda kalmissin ama sence otellere o kadar para vermeli mi yoksa oda tutsak da olur mu bu ikii :)
    Eylemlerim devam edecek :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. canımcım ben sölemesi ayıp Manhattan'daydım :) Arkadaşımın evi var orada ve gerçekten o taraf pahalı. Ekonomik olduğu için genelde Brooklyn tercih ediliyor. Ev konusunda belki yardımım olur araştırıcam..

      Sil